
Mostar Gençlik Güz Söyleşileri kapsamında Marmara Üniversitesi Çizgi Ötesi Kulübü 9 Aralık’ta Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’nde araştırmacı-yazar Ali Sözer ile “Okumaktan Mana Ne?” başlıklı bir konferans gerçekleştirdi.
Ali Sözer ilk olarak bilgi ve bilginin kaynağı konusu dikkat çekerek “Geçmişten günümüze kadar felsefenin en temel soruları bilgi ve bilginin kaynağı olmuştur. Ancak bu konuda ortaya atılan fikirlerin hiç biri bir başka filozof tarafından desteklenmemiş sürekli yeni şeyler söylenmiş ve filozoflar bu konuda bir yere varamamıştır. Müslüman kişinin konuyla ilgili itikadı ise “bilginin kaynağının Allah’dır” şeklinde olmalıdır. Bilgi Allah tarafından melekler vasıtası ile peygamberlere oradan da tüm insanlığa öğretilmiştir. Bizim çocuklarımıza küçük yaşlarda “amentü duası” bu sebeple öğretilir. Bu noktada önemli bir hususta ilk insanın sıradan bir kul değil peygamber olmasıdır.” dedi.
Okumak kelimesinin hem Türkçe’de hem de Arapça’da aynı zamanda anlamak manasına geldiğini söyleyen Sözer, Kur’an kelimesi Arapça okumak kelimesinden türetilmiştir. Bu noktada kişi Kur’an-ı Kerîm’i sadece okumakla yetinmemeli aynı zamanda anlamalıdır ki bu yolla kendisini bilsin, diyerek sözlerine devam etti.

Akabinde konununda temelini teşkil eden noktaya değinen Ali Sözer sözlerine şöyle devam etti: “Okumak roman, hikâye, şiir okumak değildir. Okumak kişinin kendini bilmeye gayret etmesidir. Kendini bilmek de ilk olarak bir itikat edinmek, itikadını bilmekle mümkündür. İtikat kelimesi sımsıkı bağlamak demektir ki işte bizimde itikadımız bizi dünya hayatında sağlam bir noktaya konuçlandırır. Aksi takdirde köksüz çalılar gibi her rüzgâr da yerimizi kaybederiz.
İtikadını bilen kişi hayır şerri birbirinden ayırarak dünya hayatını buna göre tanzim eder. İtikadı ile kendini sağlam bir noktaya bağlayan kişi önce amelî sonra ahlakî konuları öğrenmelidir ki ahlaktan yoksun bir okuma okuma değildir. Okumak itikadın sağladığı sabit bir merkezden ve hedefe yönelik olmalıdır. Bundan sonra kişi ne isterse okuyabilir. Ancak belirli bir okuma zevki kazandıracak okumalar yapmak ilk etapta önemli olacaktır. Bu zevki kazanmada da şiir çok önemlidir. Sezai Karakoç, Necip Fazıl Kısakürek, Nazım Hikmet, Yahya Kemal gibi isimlerin şiirleri dil zevki adına önemlidir.”
Son olarak yozlaşan ve yoksullaşan dilimiz üzerinde duran Ali Sözer “Bir buçuk milyon kelime bilen bir toplumdan, yüz elli kelimeyle konuşan iki yüz elli kelimeyle yazan bir toplum haline geldik. Kelimelerimiz, onlarla birlikte medeniyetimiz ve kültürel kodlarımız çalındı. Okumak bu durum içinde çok önemlidir. Çünkü ne olursanız olun diliniz yoksa hiçbir şeysinizdir.” diyerek sözlerini noktaladı.
Bir cevap yazın